Dünyanın Koku Başkenti Neresi ?

Koku canlıların ve şehirlerin en güçlü karakter unsurudur. Koku hafızamızı ve hatıralarımızı şekillendiren özelliğiyle hep merak ve ilgi kaynağı olmuştur. Peki sizce şehirlerin de canlılar gibi kendine has kokuları var mı ya da şöyle sorsak dünyanın en güzel kokan şehri sizce hangisi ?

Koku insanın en özel tarih boyunca üzerinde durduğu en önemli konular arasında gelir. Diğer canlılar için hayatta kalma adına son derece yaşamsal olan koku duyusu insanda bir manipülasyon ve etkileme aracı olarak ilk zamanlardan itibaren üzerinde merakla durulan konu olmuştur. Bugün tıbbın geldiği seviye itibarıyla tüm duyulara yönelik teknolojiler üzerinde çalışılırken koku duyusu ise geri planda kalmaktadır ancak bu durum kokunun insan hayal ve hafızası üzerindeki etkisine nazaran manidar bir durumdur.

Koku insan hafızasının çok değerli ve hatıralarımızı anlamlı, etkileyici kılan özel bir yere sahiptir. Koku insan karakteri hakkında verdiği bilgilerle bir hüviyet oluştururken aynı durum yaşanılan yerler yani şehirler için de geçerlidir. Bu bakımdan koku kimliğini yaratan temel etkenlere baktığımızda baş faktörün çevre ve doğa daha özel tabiriyle iklim olduğu görülür. Her kentin iklim ve bitki örtüsü o yerin koku kimliğini oluştururken bazı şehirler iklimsel olarak özellikle avantajlı konumdadır. Akdeniz iklimi etkisi altındaki kentlerin etrafa hem hoş görünümleri hem de etkileyici biberiye , zeytin, defne , mersin, sakız ağacı, begonvil… kokularıyla kentlere hafızalardan silinmeyen bir etki bırakır.

Dünyanın en güzel kokulu kenti hangisidir gibi bir tespit elbette ihtilaflı ve sübjektif olacaktır. Biz bu yazımızda İtalya, Yunanistan başta olmak Akdeniz kentlerinin tarihten bu yana güzel ve etkileyici kokularının birçok sanatçı ve gezgini etkilediği bilgisini aktarıp doğal kokusunun yanında koku üretim sanayisi ve tarihiyle öne çıkan Paris’ten bahsetmek istiyoruz.

Paris gerek hoş kokulu çiçek ve ağaçların yetişmesine elverişli doğası itibarıyla gerekse de Fransız ve Avrupa monarşilerinin aristokratlarının en temel ihtiyaçlarından olan parfümlerin üretim merkezi olması bakımından dünyanın koku başkenti olarak bilinir. Paris zengin koku kültürü ve hafızasını geleceğe taşımak adına dünyanın en büyük koku müzesi olan Parfüm Müzesi (Fransızca: Musée du Parfum) veya Fragonard Musée du Parfum ile de bu unvanı hak ettiğini ispatlamaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mezopotamya’nın Feribotları: Kelekler

Tarihin her döneminde ticaret başta olmak üzere çeşitli nedenlerle ulaşım ve nakliye insanoğlunun en önemli uğraş ve meselelerinden olmuştur. Medeniyetin kalbinin attığı yerlerden olan Mezopotamya da bol bereketli toprakları, gürül gürül akan suları ile ulaşım meselelerinin en çok ele alındığı yerlerden biri olmuştur. Bugün neredeyse Mezopotamya coğrafyasında yer alan kadim her şehrin bir şekilde ticaret yollarının etkisiyle geliştiği veya bu yollarla bağlantılı olduğu görülür. Biz bu yazımızda kara ulaşım yol ve araçlarını değil son derece sıra dışı olan ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuş binlerce yıllık mazisi olan bir araçtan bahsedeceğiz : Kelekler Keleklerin Tarihi Dünyanın birçok yerinde tarihçiler çok eski zamanlardan bu yana şişirilmiş hayvan derilerinden yapılan araçlarla taşımacılığın yapıldığını kaydetmektedir. Bu konuda bu yöntemin ilk olarak nerede kullanıldığına dair araştırmalar bizi Mezopotamya’ya ya götürmektedir. Medeniyetin başlangıcından neredeyse 1950

Devamı

Şinasi Ajan mıydı ?

Modern Türk edebiyatının kurucusu ve ilklerin adamı, sakalını kesti diye memuriyetten kovulan adam… günahıyla sevabıyla Türk edebiyatının mühim isimlerinden Şinasi’ye dair üç beş kelam Topluma mal olmuş kişilerle alakalı iddialar ve şehir efsaneleri her zaman olmuştur. Bunların kimi gerçeklik taşısa da çoğu marjinal komplo teorilerinden öteye gitmez. Bu iddiaların toplumda bu kadar yaygın olması biraz da söylentilere, magazinsel meselelere ilginin, kolaycılığa kaçan kutuplaştırıcı anlayışın etkisi rol oynar. Geçmişten günümüze özellikle edebiyat çevreleri içinde ajan hain vs itham ve iddialarına dönük tartışmalar devam etmektedir. Toplumsal ve siyasal geçiş dönemleri ve çalkantılı zamanlar bu iddiaların karşımıza daha çıktığı bir ortam sunar. Bu iddiaların ilk muhataplarından biri modern Türk edebiyatının kurucusu olarak bilinen Şinasi’dir. İlklerin adamı olarak bilinen İbrahim Şinasi 1826’da İstanbul’da dünyaya gelmiştir. İlk tiyatro eserinden , edebiyat kelimesinin ilk kull

Devamı

Dicle'de Bir Nehir Serüveni

Açık denizlerde yahut okyanuslarda yaşanan maceralar gerek edebi eserlere gerekse de sinemaya çokça konu olmuştur. Bununla birlikte bu maceralar bizde çoğunlukla egzotik, yabancı diyarlarda geçen, bir niteliğe sahip olmuştur. Ancak bu yazımızda da ele alacağımız üzere bizde de bu edebi türün örnekleri yok değildir. Bu yazımızda dört dörtlük bir nehir serüveni olan Direktör Ali Bey’in Dicle üzerinden Bağdat’a yaptığı yolculuğu ele aldığı bir nehir serüvenini değerlendireceğiz. Ali Bey’in bu yolculuğu tek başına bir nehir macerası değil geçilen yerler ve karşılaşılan mekanlar itibarıyla adeta canlı bir kültür ve tarih macerası adeta. Ali Bey, nehir yolculuğunun her karesinde söz konusu mekanların tarihi, ticari, sosyolojik, demografik, kültürel, sanatsal detaylarını ve genel karakterini okuyucuyla paylaşmakta sadece bununla yetinmeyip gözüne çarpan arka plan durumları da tüm çarpıcılığıyla okuyucuya sunmaktadır. Ali Bey’in Üslubu Eser, bizi kendine bağlayan sürükleyici ve aksiy

Devamı

Hayata Açılan Pencere

Bu Blogda Ara