Tarihin her döneminde
ticaret başta olmak üzere çeşitli nedenlerle ulaşım ve nakliye insanoğlunun en
önemli uğraş ve meselelerinden olmuştur. Medeniyetin kalbinin attığı yerlerden
olan Mezopotamya da bol bereketli toprakları, gürül gürül akan suları ile
ulaşım meselelerinin en çok ele alındığı yerlerden biri olmuştur. Bugün
neredeyse Mezopotamya coğrafyasında yer alan kadim her şehrin bir şekilde
ticaret yollarının etkisiyle geliştiği veya bu yollarla bağlantılı olduğu
görülür. Biz bu yazımızda kara ulaşım yol ve araçlarını değil son derece sıra
dışı olan ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuş binlerce yıllık mazisi olan bir
araçtan bahsedeceğiz : Kelekler
Keleklerin Tarihi
Dünyanın birçok yerinde tarihçiler çok
eski zamanlardan bu yana şişirilmiş hayvan derilerinden yapılan araçlarla
taşımacılığın yapıldığını kaydetmektedir. Bu konuda bu yöntemin ilk olarak
nerede kullanıldığına dair araştırmalar bizi Mezopotamya’ya ya götürmektedir.
Medeniyetin başlangıcından neredeyse 1950’li yıllara dek Mezopotamya’da kelek
kullanımı yaygın bir yere sahiptir.
Tarihi kayıtlara bakıldığında Asur
kabartmalarındaki figürlerden, Hannibal’ın fillerini taşımak için kullanıldığı
araçlara , İskender’in Doğu seferine, Romalı lejyonların ve Moğol askerlerinin
sefere çıktıklarında yanlarında bulundurdukları sönük hayvan derilerine kadar …
bakıldığında keleğin ne kadar yaygın bir taşıma aracı olduğu görülür. Kelekler
asırlar boyunca ve günümüzde Afrika, Hinsitan, Çin gibi yerlerde günümüzde bile
karşımıza çıkmaktadır.
Kelek kelimesinin nereden
geldiğine dair rivayetler oldukça fazla . Bazı kaynaklarda Kürtçe bazı
kaynaklarda Asurca olduğu yönünde bilgiler vardır. Hangi dile dayandığı bir
tarafa asıl enterasan olan kelime kökeninin taa Asur tabletlerine kadar
gittiğidir. Asur tabletlerindeki çizimlerde “kalaku” olarak geçen bu basit
taşıma araçlarına ait çokça çizim/figür bulunmuştur. Asurlular, Sümerler,
Babilliler ve sonra gelen birçok medeniyet…
Kelek
Nedir ?
Kelek, esasında su üstünde
yük ve eşya taşımak amacıyla kullanılan basit ve ilkel bir taşıma aracıdır.
Kelek kelimesi her ne kadar söz konusu araç için kullanılsa da esasında
şişirilerek kullanılan koyun ve keçi derilerini tarif eder. Kelek ismi verilen
insan nefesi yardımıyla şişirilen bu deriler. Birbirine bağlanarak. Üzerlerine belirli
aralıklarla dizilen sırıklarla kare veya dikdörtgen şeklinde yapılır ardından
bu temel sırıklardan sonra daha ince odun parçalarıyla daha büyük olan sırıklar
örtülerek son hali verilir. Basit bir kelek sahip olduğu kelek sayısına göre
değişmekle birlikte ortalama 2-3 tona kadar yük taşıyabilmekteydi.
Kimi kelekler üzerlerine
bir veya iki oda alacak şekilde de yapılabilmekteydi. Özellikle uzun seyahatler
için kullanılan bu keleklerde ayrıca seyir için bir teras bile bulunmaktaydı.
Dicle ve Fırat’ın yukarı havzası sayılan Toroslar ve Diyarbakır etekleri bol
ormanlık olduğu için kelek yapımı görece daha kolay ve ucuzdu ancak daha güneye
inildikçe odun bulmak zor olduğu için kelek yapımında daha çok sazlık kamışlar
kullanılmaktaydı.
Orta büyüklükte bir keleği
kullanmak için en az iki kişiye ihtiyaç vardı. Bu kişiler ellerinde uzun
sırıklarla keleği yönlendirmekteydiler. Pek
çok kişinin aklına doğal olarak teknedeki kürekler gibi kelekte de kürek
olabileceği ihtimali gelecektir ancak kelekte kürek kullanılmaz . Kelek
çavuşlarının kullandığı sırıklar ise tamamen kayalara çarpmayı, girdaplardan
kaçmayı temin etmek amaçlıdır.
Keleklerin efektif
kullanımı en çok suları yükseldiği bahar ve kış aylarındadır. Bu aylarda
yapılan kelekler 1000 tuluma kadar çıkabilmektedir. Bu mevsimlerde suların yüksekliği
sayesinde Diyarbakır’dan Bağdat’a kadar uzanan hatta askeri teçhizatlara envai
çeşit madene ve hububata kadar akla gelebilecek her şey taşınabilmekteydi.
Özellikle hububat ürünleri Kuzey Mezopotamya’dan nemli havaların etkisiyle
hububat depolanamayan Basra, Bağdat gibi kentlere düzenli hububat nakli oldukça
hayati bir önemdeydi.
Neden
Kelek Taşımacılığı ?
Suların yüksekliğinin
elverişli olduğu mevsimlerde Diyarbakır’dan Bağdat’a bir kelek 15-20 günde
gidebilmekteydi. Stablize yolların
yeterince gelişmediği, eşkıya baskınları gibi güvenlik sıkıntılarının daha
fazla olduğu kara ulaşımına kıyasla kelekle nehir üzerinden ulaşım daha güvenli
ve daha az zahmetli idi.
Kelekle
Taşımacılık Nerelerde Yapılıyordu ?
Kelekle taşımacılık Dicle
Fırat nehirleri ile Kuzey Mezopotamyadan taa Hürmüz Körfezine kadarki alanda ve
bu hat üzerindeki tüm şehirler arasında yaygın olarak yapılmaktaydı.
Diyarbakır, Musul , Cizre gibi kentlerde adeta liman tarzında kelek yapım ve
konaklama istasyonları bulunmakta idi.
Kelekle
Taşımacılığın Dezavantajları Yok muydu ?
Binlerce yıl boyunca
medeniyetin her anına tanıklık eden kelekler , açık deniz gemiciliği kadar
olmasa da birçok tehlikeli macerayı da beraberinde getiriyordu. Bu tehlikelerin
başında keleklerin azgın sularda kayalara çarpıp devrilme riski vardır. Bugün
hala suların aniden yükseldiği veya girdapların yaşandığı noktalar geçmişin Kelekçilerinin
korkulu kabusları idi. Birçok seyyahın
anılarında ve arşiv kayıtlarında Bağdat’a askeri cephane nakleden Osmanlı
askerlerinin Dicle sularında gömülü kim bilir nice malzemeleri yatmaktadır.
Aynı şekilde Osmanlı’dan önceki medeniyetler için de geçerlidir bu.
Kelek yolculuğu ve taşımacılığının
bir diğer tehlikeli tarafı sürekli su kenarında olmaktan ve bataklık
noktalardan geçmekten kaynaklı karşılaşılan sıtma tehlikesidir. Kelekle seyahat
edenlerinin birçoğunun bu hastalığa
yakalanıp ölmesi vakidir.
Kelekle yolculukta eşkıya tehlikesi
de azımsanmayacak kadar vardır. Suların özellikle dar bir boğazda birleştiği
yerler eşkıyaların uğrak noktası olarak birçok destan ve halk hikayesine de
konu olmuştur. Nitekim Kürt halk hikayelerinden biri olan “Elo Dino Hikayesi “
br kelek eşkıyasının hayatını konu alır.
Kelekle taşımacılığın en
önemli dezavantajlarından biri de kelek ticaretinin tek yönlü olmasıdır.
Kelekler Diyarbakır’dan Bağdat’a gittikten sonra geriye dönemedikleri için Kelekçiler
keleği oluşturan ağaç mamulleri orada satarak kervanla dönmek durumundadır.
Aynı şekilde kelekler güneşe karşı hassas özelliğe sahip oldukları için seferden
hemen önce olacak şeklide üretilmek durumundadırlar. Yani bir keleği alıp uzun
süreli olarak muhafaza etmek ve ihtiyaç hasıl olduğunda hızlıca kullanmak
mümkün değildir.
Keleğin
Bugünü
Binlerce yıllık doğal
sular olan Dicle ve Fırat nehirleri, bugün Hasankeyf, Dicle ve Ilısu, Atatürk
gibi barajlarla tamamen kapatıldığı için bu barajlarla birlikte kelekle ülkeler arası
seyahat tarihe karışmıştır. Aynı zamanda günümüzde hayvan derilerinin yerini şişme
botlar ve tekneler aldığı için kelek geleneği arkeolojik ve kültürel bir anı olarak tarihin
tozlu raflarındaki yerini almıştır.
Son söz olarak gönül
isterdi ki binlerce yıllık geçmişe yoldaşlık etmiş bu aracın en azından bir
anıt veya teşhir müzesi olarak yaşatılmasına önem verilsin. Böylelikle yeni
nesillerin yaşadıkları coğrafyanın geçmişine karşı bir aidiyet ve hafıza
sürekliliği hissi sağlansın.
https://www.iro.umontreal.ca/~vaucher/History/Prehistoric_Craft/img/Figure_1156.jpg
http://www.iro.umontreal.ca/~vaucher/History/Prehistoric_Craft/Float.html
https://www.aramcoexpats.com/articles/kelleks-the-inflatable-rafts-of-yesteryear/
http://tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/08/cadata2_15.pdf
Yorumlar
Yorum Gönder